Tez fabrikaları

Cennet vatanımızdaki iş kalitesi hiç bir zaman gelişmiş ülkelerdekinin yanına bile yaklaşamıyor, ama sahtekârlık numaralarını hızla ithal edip benimsemekte üstümüze yok.

Conilerin “essay mill” dediği sahtecilik şirketleri bizde de mevcut uzun zamandır. ABD’de bu şirketler genellikle, lise ve üniversite seviyesinde düzenli olarak verilen araştırma ödevlerini para karşılığı hazırlama “hizmeti” veriyorlar. Bizim eğitim sistemimizde araştırma ödeviyle falan zaman kaybedilmediği için bu iş alanı kapalı. O yüzden, yüksek lisans ve doktora tezlerine saldırmış durumda buradaki şirketler.

Sahtekârlığa gayet açık bir pazar var zaten. Emeksiz yemek isteyen de çok, zahmete girmeden ünvan edinmek isteyen de.

CV’de güzel durur diye tırışkadan bir yüksek lisans, hatta doktora yapmak istiyorsunuz, ama bütün gün çalışıyorsunuz, e akşamları da yeni çıkmış filmleri izlemeniz lazım. Siz de insansınız, yazık. O zaman başkası sizin yerinize yazsın tezi, siz alın ünvanınızı. Parasıyla değil mi?

Mesela şöyle bir şirket imdadınıza yetişir:

İntihal garantisi veren tez yazma şirketi
“İntihal garantisi” — Evet, orası doğru.

Link vermiyorum özellikle; sahtekârlara kolaylık sağlama niyetim yok. Zaten “benimle dalga geç” diye bağıran bir site. “İntihal garantisi” vermeleri harika mesela. Aslında “özgün yapıyoruz, kes yapıştır yapmıyoruz” demek istemiş, ifade etmeyi becerememiş (bir de buna akademik tez yazdıracaklar). Ama istemeden doğruyu söylemiş, çünkü böyle bir hizmeti aldığınızda buz gibi intihal yapıyorsunuz.

Bitirme ödevi, yüksek lisans tezi, hatta doktora tezi yazıyorlarmış. Sitede şöyle diyor:

AKADEMİSYENLER TARAFINDAN DOKTORA TEZİ HAZIRLANMAKTADIR.

Çalışan veya zamanı olmayanlar için oldukça uygun ve hızlı olarak hazırlanmaktadır.

Hazırlanan projeler İNTİHAL (Türk Dil Kurumu: Aşırma) garantilidir.

Telefon – Mesaj – Whatsapp – Mail yolu ile aklınıza takılan veya öğrenmek istediğiniz konuları sorabilirsiniz.

Konunuzu belirlemediyseniz, konu seçiminde yardımcı olabiliriz.

Hipotez oluşturulur, yazılır size sadece okula teslim etmek kalır.

Okulun yazım kuralları göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır.

İnternetteki tez yazım sitelerinden alacağınız rakamlardan cok daha uygundur.

Konu seçimi onlardan, hipotez onlardan, araştırıp yazmak da onlardan. Anahtar teslim tez. Size sadece okula götürüp vermek kalıyor. Tez savunmasından nasıl geçeceğiniz size kalmış; o kadarını da becerin artık.

Söylemek zorunda kalmak acı veriyor ama söylemeliyim, çünkü anlamayan pek çok insan olduğu belli: Başkasına yazdırılan tezle akademik ünvan veya geçer not elde etmek ahlaksızlıktır. Dersten aldığınız not, okuldan aldığınız diploma, o işi bildiğinizi gösteren bir belgedir. Kendiniz öğrenmeyip başkasının yaptığı işle diploma alıyorsanız sahtekârsınız, o kadar.

Ama ben yine kendim öğrendim. Başkası yapmış olabilir araştırmayı, ben oradan okudum öğrendim.” Hadi ordan, yazılmış teze şöyle bir göz atmakla hiç bir şey öğrenmediniz! Kaldı ki, bitirme ödevlerinin ve tezlerin amacı bir konuyu öğrenmek değil, o konuyu araştırmayı öğrenmektir. Tezini hakkıyla yapan birisi başka bir konuyu da araştırıp öğrenir kolaylıkla. Sahtekâr bunu yapamaz.

Hele doktora! Doktora çalışmasının tek amacı, bir problemi incelemek ve kimsenin bilmediği özgün bilgi çıkarmaktır. Araştırmacılığın çıraklığıdır doktora çalışması. Doktora tezinizi bir başkası yazdıysa, doktor ünvanı size değil ona aittir.

Ama ben çalışıyorum, zamanım yok.” O zaman doktora yapmayıverin. Doktora tam zamanlı bir iştir. Yemek yapmaya zamanınız yoksa dışarıda yersiniz, temizlik yapmaya zamanınız yoksa temizlikçi tutarsınız. Ama doktora yapmaya zamanınız yok diye, parayla tez yazdıramazsınız.

 

Bir açıdan içim rahat aslında, çünkü dişe dokunur bir iş çıkmaz bunlardan. Düşünsenize, kabul edilebilir bir tez üretmek için yıllar boyu çalışıyor insanlar. Yazması bile aylar sürüyor, ince ince düşünerek. Oradaki gölge yazar, alacağı üç kuruş için çok mu didikleyecek sanıyorsunuz? Alacak İngilizce metni, otomatik çeviri programlarına koyacak, çıkan zırvaları duvarda tezek kurutur gibi patpat koyacak arka arkaya.

Tezek kurutma duvarı
Elinize verilen tez ve ekleri (temsili).

Psikolog Dan Ariely, ödev üretme şirketlerinden kaygılanan akademisyenlerden biri olarak bir deneme yapmış. Dört değişik şirkete belli konuda araştırma ödevi ısmarlamış. Konu da, ironik olarak, kandırma ve aldatma çeşitleri. 12 sayfalık ödev için 150$-216$ arası ücretleri de peşin ödemişler.

Sonuç tam bir hüsran (öğrenciyseniz elbet)! Ariely gelen ödevlerin tamamen zırvalıktan ibaret olduğunu söylüyor. Kaynaklar saçma sapan, referans tarzı tutarsız, dili çok bozuk, paragraflar arası uyum yok, hatta yazılan şeylerin konuyla ilgisi bile yok.

Sonuç Ariely’nin içini rahatlatmış. Gönderilen yazı o kadar berbat ki, bu hizmetleri kullanan bir öğrencinin bir daha aynı hatayı yapmayacağını düşünüyor. Dahası, metinde intihal edilmiş pek çok kısım tespit etmiş. Bunu şirkete bildirdiğinde, şirket onu (bir öğrenci sanarak) durumu okula bildirmekle tehdit etmiş! Tüketici hakları filan hikaye yani.

Düşünün bakalım, on sayfalık ödevde bu kadar baştan savmalık yapılıyorken, teziniz iddia ettikleri gibi okula teslim etmeye hazır halde mi olacak?

Ama akademik sahtekârlığı yapabilecek tıynette olanlar, berbat bir metni bile utanmadan tez diye verebilecek pişkinlikte olabilirler. Burada tez danışmanına ve jüri üyelerine görev düşüyor. Danışmanın görevi, öğrencisine yol göstermek ve ilerleyişini adım adım takip etmektir. “Git hazırla gel” deyip tez süresinin sonuna kadar yüzüne bakmazlık yapamaz, saçma sapan bir metni de sebebi ne olursa olsun kabul edemez. Sahtekârlık yapan öğrencinin çalışmasını kabul eden hoca aynı sahtekârlığı yapmış sayılır.

Ezberden değil, tecrübeden konuşuyorum. Karşıma sahtekârlık ürünü bitirme tezi de geldi, yüksek lisans tezi de. Getiren öğrencinin sızlanmalarına bakmadan geri çevirdim. Çeşitli seviyelerdeki idarecilere gittiler, belgeleri önlerine atıp ağızlarını kapattım. Akademik ahlakınız da kalmadıysa, hiç bir şeyiniz kalmamış demektir.

Aynı şey tezi değerlendiren jüri üyeleri için de geçerlidir. “Nasılsa danışmanı okumuştur” diye hiç bakmadan onay verme hakkınız yok. Siz saksı olarak değil, tarafsız bir göz olarak orada bulunuyorsunuz. Sahtekârlık tespit ettiğinizde gözlerine sokma, tutanağa geçirtme, şerh koyma, reddetme sorumluluğunuz var. Bölüm içindeki ayak oyunları ve entrikalar size mesleki şerefinizi unutturmamalı.

Bu sahtekârlığı bir şekilde yutturup doktorasını alan birinin öğretim üyesi olduğunu hayal edin. Bilimsel çalışma nasıl yapılır bilmediği için bütün hayatını hile hurdayla geçirecek, safsata yayacak, öğrencilerin aklını çamurlu ayaklarıyla ezecek.

Bir tezin sahtecilikle yazıldığı ortaya çıktığında sadece öğrenciye değil, danışmana ve jüri üyelerine de ağır bir ceza verilmesi, sahtekârlığın azalması için şart. Şimdi, eskaza bir intihal yakalansa “haberim yoktu” deyip çıkıyorlar işin içinden.

 

Birkaç yıl önce bu meselelerden bahsetmek bir anlam taşıyordu. Oysa şimdi, “operasyon var, paraları sıfırla” diye telefonuna korkuyla fısıldayan bir sesin sahibinin ülkenin en büyük makamına taşındığı bir ülkedeyiz. Bu ortamda akademik ahlaktan bahsetmek Titanik batarken yatak örtülerini düzeltmek kadar anlamlı ancak.

Biz yine de not düşelim. Biz göremesek de torunlarımız görür belki ülkenin medenileşmesini.

 

Yazar: Kaan Öztürk

Fizikçi, veri bilimci, eski akademisyen.

“Tez fabrikaları” için 3 yorum

  1. Merhaba,

    Yakın zamanda Türkiye’ye dönüp akademik hayata atılmayı planlayan birisi olarak Türkiye’deki aşırmacılık ve çöpçülük (çöp makale) kültürü konusunda biraz rahatsızım. Bahsettiğiniz web sitesini şikayet ettiniz mi?

    Bu web sitesine (ve türevlerine) hukuki olarak müdahale edilebilme olasılığı var mı? Böyle bir olasılık yoksa bile, okullar bunun önüne geçmek için hiçbir şey yapmıyor mu? (Mesela interneti tarayarak intihal tespit eden programlar gibi.)

    1. Sitenin kendisin savunması çok kolay. “Araştırma desteği sağlıyoruz” der geçer, herhangi bir yaptırım yok buna karşı. İntihal tespit programları var birçok üniversitenin. Ancak, Türkçe yazılmış metinlerdeki intihali tespit konusunda ne kadar başarılılar bilemiyorum. Zaten danışman azıcık dikkat ettiği zaman satın alınmış bir tezi şıp diye anlar. Asıl mesele akademik ahlak mekanizmasını çalıştırabilmek.

      Bu tür siteler kokuşmuş akademik sistemimizin etrafında dolaşan sinekler sadece. Asıl sorun çok daha büyük. Aşırma veya şişirme makalelerle kariyer yapan, suçüstü yakalandığında bile ceza almayan, hatta terfi eden profesörler doldurmuş durumda akademik kadroları. Bilimsel kalite ve akademik namus gibi “yerli ve milli olmayan” hasletler tamamen önemsiz. Üniversitenizin idarecileriyle aranız iyiyse her yaptığınız yanınıza kalır, değilse dünya çapında sayılan bir araştırmacı bile olsanız başınız dertten kurtulmaz.

      Düzgün bilimsel araştırma yapmak isteyen birisinin uzak durması gereken bir ortam Türkiye akademyası. Nispeten temiz kalabilmiş birkaç adacıkta bile bileşik kaplardan gelen baskı hissediliyor. Mecburi hizmetiniz yoksa dönmenizi tavsiye etmem.

      1. Kaan Hocam Merhaba,

        Tez Fabrikaları yazınızı okudum. Elinize sağlık.

        Bu yazınıza binaen bir sorum olacak. Tezi başkasına yazdırmak suç ve ahlaksızlık bunda hemfikiriz.

        Bunun yanında Tezini yazmış ama sayfa yapısını, numaralandırmasını, kenar boşluklarını, tablo ve şekil yapısını word de yapamayan öğrenciler var. Sonuçta bunlar bir word excel uzanı olmadıklarından yayın evlerinden ya da web’de freelancer olarak çalışanlardanlardan mizanpaj – redaksiyon denilen düzenleme hizmeti alabiliyorlar. Sizce bu sakıncalı mıdır? Veya yine ahlaksızlıktır diyebilir miyiz? Yukarda dediğimi tekrarlamak gerekirse, bunlar sonuçta word uzmanı değiller sadece kabaca mizanpaj işlerini yaptırıyorlar.

Kaan Öztürk için bir cevap yazın Cevabı iptal et